adem cennette yaratılmış güzelce. saçlar omzuna dökülüyor, fizik desen o biçim. her gördüğü yeni şeye bir isim vere vere geziyor. bu diyor su, bu ışık, bu at, bu ağaç, bu bilmem ne. böyle, buraların ağası da benim paşası da benim diye gezerken birden karşısına kendisine benzeyen ama çok daha güzel ve estetik bir şey çıkıyor. uzaktan bakıyor tabii biraz, ulan diyor aynı ben. sonra varıyor yanına. karşısındaki elini uzatıyor. selam ben havva diyor. ben kadınım. bu adem'in ilk bilmediğidir. ve hiç bilemeyeceğidir. ilk bulanıklık buradan başlar.