.
Kabuk tutmayacak yaralarının olmayacağını bilmek için önce terliklerinle koştuğun bir çıkmaz sokağın sonundaki bahçeli evin bisiklet binen çoçuğuyla misket kavgasına tutuşup onu alt etmen gerekir. Cebine doldurduğun misketlerin sen köşeyi dönene kadar pantolonunu kuyruk sokumuna indirdiğini hissetmen ve arkana son birkez bakıp çocuğun dizlerini ve dirseklerini tuta tuta yerde ağlıyor olduğunu görmen gerekir.
Kendi mahallendekileri oyuna çağırırken onları nasıl 'üd'eceğini hayal etmen,ceplerinin daha da dolup pantolonunu yukarı çekerek öyle yürümek zorunda kalacağını düşünmen gerekir.
Üç misketi yeni atılmış asfalta sererken seçtiğin kafliği savurman için dizini dirseğini bol petrol kokuları içindeki o yola koyman gerekir.
Ceplerini doldurmaya çalışırken sen,misketle açılacak ve kabuk bağlamayacak yaralarının bilincinde olmaman gerekir.
Ceplerin boşalıpta o çıkmaz sokağın sonundaki bahçeli eve yeniden koşmaya başladığında,açılan yaralarının farkına varman gerekir.
Kabuk bağlamayacak yaralar açtığın yere cep doldurmaya dönerken sen, o bahçeli evin bisikletli çocuğuna ne yaptığını hissetmen gerekir.
Kabuk bağlamayan yaralarının sebebinin, ceplerini doldurmanı sağlayan o çocuk olduğunu adımı atarken yanan dizlerinden,burnunu kaşırken acıyan dirseklerinden anlaman gerekir.
Ama Dizlerindeki ve dirseklerindeki yaraların kabuk bağlamayacağını bilmek,seni koşmamaya şartlandırmaz