Küçükken güvercinlerim vardı. onları satardım.
kaçıp gelirlerdi yine satardım
yine gelirlerdi tekrar satardım
ama üçüncüden sonra artık gelmezler istenmediklerini anlarlardı.
şimdi ne zman gökyüzüne baksam onlardan birini göreceğim sanıp utanıyorum..
21 Eylül 2015 Pazartesi
18 Eylül 2015 Cuma
Yıldızların ve Güneşin 'Dertli' Olduğu Bir Ülkede Soğan Kokularına Masal Derlerdi
bu süslü cümleleri bırakıp tek bir şey demek geliyor içimden..
ne olduğunu benden iyi bilmen gerektiğini ümit ediyorum
evimin içine yayılan senin için kapılardan sızıp apartman boşluğuna yayılan soğan kokularını çok .........
senin için hiçe sayılan uykuları çok .........
2 saatlik uykularımın beni dinlendirebildiği tek yerin o gökkubeyi saran kanatların olduğunu nereden bilebilirdim
masallar böyledir
içindeyken çok hakim olamazsın
dışına çıkıp bakman gerektiği anları hiç umursamazsın
masallardır işte
masal..
'ben sana o masalı anlattığın gün aşık oldum''
bana anlatılan masalların farkında mıydın?
saniyelerin masal anlattığına şahit oldun mu hiç ?
gündüzler neden sevilmedi.. bir masal yazar gibi düşündün mü ?
masallar hem seni bana getiren, hem de götüren oldu
sonu güzel biten masallar dinledin hep değil mi?
en güzel sonlu masalını hatırlıyor musun ?
bu sorularıma yanıt verecek bir sesin, bir kabiliyetin olduğunu unutmak istemiyorum hiçbir zaman
her şeyi unutmayı göze alabiliyorum aslında da o sonsuz grilikte delip geçtiğin leblerimi, leblerinin derinliğini unutmak istemiyorum
sadece istemediğim için unutmayacağım şeyler var
utanmasam dayanırdım kapılarına
göz kapaklarının ağır kapılarına. çok ........
inanmazdım ya sana.. yaşattıklarına
masalların anlatıklarını hep hayata uyarlayıp öyle dersler çıkardık ya. üç kişilik yeşil tahtalı sıralarda
dersler çıkardık ya hani.
bana kazandırdıklarını hayatımın içine sindirmeme yardımcı olacak bir şeyim yok
bu hayattan soyutladığımız şeylerle nasıl da bulutlar ile bir olunuyormuş hissettin mi ?
öyle gizlisin ki
öyle saf bırakmışım ki. ismin bile dudaklarımın arasından çıkarken önce sağa sonra sola sonra tekrar sağa bakıyor
seni özel kılmak için tüm organlarım seferber olmuş sanki
ne olduğunu benden iyi bilmen gerektiğini ümit ediyorum
evimin içine yayılan senin için kapılardan sızıp apartman boşluğuna yayılan soğan kokularını çok .........
senin için hiçe sayılan uykuları çok .........
2 saatlik uykularımın beni dinlendirebildiği tek yerin o gökkubeyi saran kanatların olduğunu nereden bilebilirdim
masallar böyledir
içindeyken çok hakim olamazsın
dışına çıkıp bakman gerektiği anları hiç umursamazsın
masallardır işte
masal..
'ben sana o masalı anlattığın gün aşık oldum''
bana anlatılan masalların farkında mıydın?
saniyelerin masal anlattığına şahit oldun mu hiç ?
gündüzler neden sevilmedi.. bir masal yazar gibi düşündün mü ?
masallar hem seni bana getiren, hem de götüren oldu
sonu güzel biten masallar dinledin hep değil mi?
en güzel sonlu masalını hatırlıyor musun ?
bu sorularıma yanıt verecek bir sesin, bir kabiliyetin olduğunu unutmak istemiyorum hiçbir zaman
her şeyi unutmayı göze alabiliyorum aslında da o sonsuz grilikte delip geçtiğin leblerimi, leblerinin derinliğini unutmak istemiyorum
sadece istemediğim için unutmayacağım şeyler var
utanmasam dayanırdım kapılarına
göz kapaklarının ağır kapılarına. çok ........
inanmazdım ya sana.. yaşattıklarına
masalların anlatıklarını hep hayata uyarlayıp öyle dersler çıkardık ya. üç kişilik yeşil tahtalı sıralarda
dersler çıkardık ya hani.
bana kazandırdıklarını hayatımın içine sindirmeme yardımcı olacak bir şeyim yok
bu hayattan soyutladığımız şeylerle nasıl da bulutlar ile bir olunuyormuş hissettin mi ?
öyle gizlisin ki
öyle saf bırakmışım ki. ismin bile dudaklarımın arasından çıkarken önce sağa sonra sola sonra tekrar sağa bakıyor
seni özel kılmak için tüm organlarım seferber olmuş sanki
15 Eylül 2015 Salı
Dümdüz
Çocukluk arkadaşını dizlerinin altına al,
Dedeefendi Sokakta bir apartmanın arka bahçesinde.. (sahi biz neden hiç bahçelerde oturmadık ?)
Gece yarısı; parmaklarının üzerindeki deri soyulana kadar yumrukla suratını. dümdüz olsun.
Kendi dişlerini yutsun.
O an kendini değersiz hissettiğin kadar hissetmenin imkanı yok bir daha.
Görmezden geliyorlar karanlığı
Güneşin yokluğunu hissetmedikçe karanlık görmezden gelinecek..
Onlara bir gün güneşin yok olacağını anlat.
VE
Şehrimin bir yerlerinde nefes aldığını bilmesem çatlarım orta yerimden..
Dedeefendi Sokakta bir apartmanın arka bahçesinde.. (sahi biz neden hiç bahçelerde oturmadık ?)
Gece yarısı; parmaklarının üzerindeki deri soyulana kadar yumrukla suratını. dümdüz olsun.
Kendi dişlerini yutsun.
O an kendini değersiz hissettiğin kadar hissetmenin imkanı yok bir daha.
Görmezden geliyorlar karanlığı
Güneşin yokluğunu hissetmedikçe karanlık görmezden gelinecek..
Onlara bir gün güneşin yok olacağını anlat.
VE
Şehrimin bir yerlerinde nefes aldığını bilmesem çatlarım orta yerimden..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)