18 Eylül 2015 Cuma

Yıldızların ve Güneşin 'Dertli' Olduğu Bir Ülkede Soğan Kokularına Masal Derlerdi

bu süslü cümleleri bırakıp tek bir şey demek geliyor içimden..
ne olduğunu benden iyi bilmen gerektiğini ümit ediyorum
evimin içine yayılan senin için kapılardan sızıp apartman boşluğuna yayılan soğan kokularını çok .........
senin için hiçe sayılan uykuları çok .........
2 saatlik uykularımın beni dinlendirebildiği tek yerin o gökkubeyi saran kanatların olduğunu nereden bilebilirdim
masallar böyledir
içindeyken çok hakim olamazsın

dışına çıkıp bakman gerektiği anları hiç umursamazsın
masallardır işte
masal..

'ben sana o masalı anlattığın gün aşık oldum''
bana anlatılan masalların farkında mıydın?
saniyelerin masal anlattığına şahit oldun mu hiç ?
gündüzler neden sevilmedi.. bir masal yazar gibi düşündün mü ?
masallar hem seni bana getiren, hem de götüren oldu

sonu güzel biten masallar dinledin hep değil mi?
en güzel sonlu masalını hatırlıyor musun ?

bu sorularıma yanıt verecek bir sesin, bir kabiliyetin olduğunu unutmak istemiyorum hiçbir zaman

her şeyi unutmayı göze alabiliyorum aslında da o sonsuz grilikte delip geçtiğin leblerimi, leblerinin derinliğini unutmak istemiyorum
sadece istemediğim için unutmayacağım şeyler var

utanmasam dayanırdım kapılarına
göz kapaklarının ağır kapılarına. çok ........

inanmazdım ya sana.. yaşattıklarına
masalların anlatıklarını hep hayata uyarlayıp öyle dersler çıkardık ya. üç kişilik yeşil tahtalı sıralarda
dersler çıkardık ya hani.

bana kazandırdıklarını hayatımın içine sindirmeme yardımcı olacak bir şeyim yok
bu hayattan soyutladığımız şeylerle nasıl da bulutlar ile bir olunuyormuş hissettin mi ?
öyle gizlisin ki
öyle saf bırakmışım ki. ismin bile dudaklarımın arasından çıkarken önce sağa sonra sola sonra tekrar sağa bakıyor


seni özel kılmak için tüm organlarım seferber olmuş sanki


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder