25 Şubat 2017 Cumartesi

Entropi

İnsan da diyor iki büyük arzu vardır diyor biri katanos diyor öteki eros diyor. Eros'u zaten biliyoruz da Katanos diyor yok olma arzusu diyor

Yüksek bir yerdeyken içimizi kamaştıran atlama isteği diyor mesela ya da karanlık bir koridorda yürürken arkadan biri geldiği hissi.Evrende de entropi var. Her şeyin kötüye gitme eğilimi. Kaos. Bu cihan bana sığar ben bu cihana sığmam.İtiraf edelim her şeyin sarpa sarmasını istiyoruz biraz biraz..

24 Şubat 2017 Cuma

Sus,sus !

insan hayatının bir döneminde geriye bakıp geleceğinin istikametini değiştirmeye karar verir. buna yüzleşme denebilir. (şimdilik demeyelim) (olur) pencereye koşar  (hayır koşmaz) evet sakin adımlarla pencereye gider. dışardan ses: yağmur. -aynı fotoğrafın çeyrek saniye aralıkla çekilmiş hali gibi- çocuk pencereye koşar: yağmur bile vaaar! yağmur bile vaaar! dışardan ses: var. (yağmur o an bir sestir) (çeyrek saniye aralıklı fotoğraf döngüye girince yağar gibi olur- hemen çıkmalıyım bu parantezden) hava karanlik. demek ki akşam olmuş (10 civarı) bunu camdaki yansımadan anlıyoruz (hayır yalan söylüyor saate baktı) (hangi yansıma) çocuğun yansıması canım. çocuk kendi yansımasını görünce bir şey söyledi: (hayret ve biraz da korku) ğaaa (flapjack gibi ğaaa) saçlarıma n'oldu? (n'olmuş çocuğun saçlarına) sus sus. ben kararttım yoksa sarı sarı saçları vardı. (çocuk parmaklarını saçına sürüp sürüp uçlarına bakar: ğaaa) çocuk sus sen de. seni tanımasınlar diye yaptım. üzülme. çocuk ğaaalamayı bırakıp anlaşılır bir şeyler söylemeye başlayacaktır ki anlatıcı eliyle çocuğun ağzını kapatır: sus be yavrum yerimizi belli edeceksin. sus. (birinden mi kaçıyoruz?) evet. yağmur ve adamları peşimizde. kahretsin! işte geliyorlar. (hemen çocuğu sakla) nereye saklayayım? kocaman çocuk. (iç cebine koy) piyango biletlerinin yanına?  (hayır lan hayır ötekine. ben de o esnada kafanda türkü çaldırayım: adam cebunde taşır senin gibi gelini oy asiye oy) bırak şimdi türküyü adamlar yetişmek üzere.

20 Şubat 2017 Pazartesi

Uyumadan Evvel


kendimi anlatmaya çalışmayalı çok oldu. boğazımı yırtarak ettiğim kavgalar en sevdiğim anların başını çekerek çaresizce süzüldü gitti aramızdan

masamda oturup yazmadığım her an; otobüsle eve taşıdığım dikdörtgen, beyaz 4 ayaklı masayı ve metro ile taşıdığım elektrikli süpürgeleri getirdi aklıma

bu aralar kendimi sadece tırnaklarımı uzattığımda ve kırmızı ojeler sürdüğümde iyi hissediyorum. he bir de üniversitedeki gibi giyindiğimde

haftasonlarımı geçmişteymiş gibi yaşayarak renklendiriyorum.

yaptığım haberleri unutmaya çalışıyorum uyumadan evvel.

konuşmadıklarımı söylüyorum güzelce.

içimde kalırsa dert oluyor zul oluyor sonrası zaten lal

bu ara en çok ses cıkaran telleri seviyorum,

tuvaletin ışığını açık unutmadığımda seviniyorum en çok. he bi de evden çıkar çıkmaz dolmuşun gelmesine

her şeyimi alay edilebilir ve kınanabilir buluyorum ve bunların hepsini ifşa etmek istiyorum .